Ayva köye 06.30 da hareket ettik. Akçalar köyü İzmir yoluna 5 km. oradanda Ayva köy 10 km.Ayva köye girmeden Doğanalan köyüne devam ediyoruz. 2,5 km. gittikten sonra Doğanalan’a varmadan yolun solunda paslı Ayvaini tabelasını görebilmek için dikkatli bakmak gerekiyor.
Sola bir traktör yolu girişi var ve 150 metre sonra’da sağada bir kamp yeri belirgin bir şekilde sizi karşılıyor. Mağranın asfalt yola uzaklığı 400 metre.
Asfalttan itibaren traktör yolunu takip ettiğinizde mağaranın üstüne iniliyor.

11 Kişi ile mağraya geldik, Emirhan Kıratlı ve şöförümüz hakan lojistik destek vermek için yanımızdalar.
Ekip 40 dakikada, ip açma ve 18 metrelik mağra içi inişimizi tamamlıyor.
08.40 Mağra içinde ekip harekete geçiyor.

Kafa lambalarımız baktığımız her yeri aydınlatıyor. Gördüğümüz ilk şey su.
Nazlanmadan, bu havuzları geçmek zorundayız. Buraya gelmeden önce kendimizi soğuk suya girmek için psikolojik olarak yeterince hazırladığımız için kararsızlık çekmiyoruz. Her işte olduğu gibi, yaptığınız her çalışmada kararlılık çok önemli. Kararlı olmak ve yapabileceğinize inanmak motivasyonu artırıyor ve yaptığınız işte kendinize inanarak hareket ediyorsunuz.
Suyun başında düşünmek tereddüt ne gezer, herkes öndekinin peşinden suya atlıyor.
Mağranın buz gibi suyunun içinde yüzerek bir an önce havuzları aşmaya çabalıyoruz.
Kimi keyiften,kimi acıtan soğuktan, mağranın içini çınlatan haykırışlarımız yarasaları uyandırıyor. Yarasalar başımızın üstünde uçuşuyorlar.

Gölün birinden çıkıp diğerine giriyoruz. İçimden, acaba son yağışlarda su çoğaldımı diye sormadan edemiyorum.
Göller bitmeyecekmiş gibi birbiri ardına sıralanmış. Yinede arasıra sudan çıktığımızda  soğuktan biraz dinlenme imkanı buluyoruz.
Suyun soğukluğu rahatsız etsede çıktıktan sonra tempolu yürüyüş ısnmamıza yardımcı oluyor.

Mağra içinde yolculuk 1 saat kadar genel olarak suda geçiyor. 5-6 havuzda yüzmek zorunda kaldık. Suyun seviyesi yer yer,belinize kadar, dizlere ve farklı derinliklerde ilerliyoruz.Bazı göletleride kıyıdan geçme olanağı var.
En önemlisi hareketsiz durmamak gerekiyor. Ekibimizde 9 kişiden üçünde neopren yok. Onların durumu gerçekten zor oldu.
Mağranın yarısını geçtikten sonra durup mola verdik. Arkadaşlarımız sıcak birşeyler içerek içten ısınmaya çalıştılar.

Neoprensiz, üç arkadaşımızın bir termos kapağında sırayla içtikleri sıcak çay, günün sözü olarak faaliyetimize damgasını vurdu.
Eline bardağı alan yudumlayıp diğer arkadaşa uzatıyor “çevir”.
Bardağı alıp bir yudum çeken yanındakine uzatıp “çevir” diye diye döndürüyorlar.
Bu çevirler hepimizi çok güldürdü, mağrada kahkalar yankılanıyor.

Mağranın dörtte üçlük bölümünü geçtikten sonra nispeten büyükçe bir kumsal geliyor, buradan sonra su bitiyor. Sadece iki yerde, dizlere kadar ve son bacaya çıkışta sığ,kaygan,çamurlu bir sudan geçiyoruz.
Mağranın ilginç yerlerinden biri olan sütunlu galeride durduğumuzda, bir dakika mutlak sessizliği ve karanlığı dinledik.

Son su geçişinden sonra bacaya çıkılıyor. Baca denilen yer gerçekten ilginç. Kocaman bir galeri,yüksek bir kubbenin üstünde pencere gibi bir delik,ışığı her yeri aydınlatıyor.
Bacadan sonra beş dakikalık bir yürüyüşten sonra çıkışa geliyoruz.
Saat 10.40 faaliyetimiz tamamlanıyor.

Dışarıda hava sıcak olduğu için herkes rahatlıyor. Bacadan sonra gelinen avludan sola dönülüyor.
Bitkilerin içinden bir patika’ya girip Ayva köye iniyoruz.

Öneriler;
Mağraya neopren giysiyle girilmesini öneriyoruz.
Mağraya girerken yanınıza sıcak su alınmasını.
Önde yürüyenlerden bulanıklaşan suda, bastığınız yere dikkat etmek gerekiyor.
Taşlar keskin ve sivri.Ayrıca kaygan çamur düşmenize neden olabilir.
Mağranın ortalarında bir yerde mutlak sessizliği ve karanlığı 1 dakika dinleyin.
Fotoğraf çekerkende nefesinizi tutmayı unutmayın.
Okadar nefesimi tuttumki iki gün geçmesine rağmen hala nefesim yetmiyor sanıyorum.

Faaliyete katılanlar;

İsmet Şentürk (rehber)
Erdem Yoldaş
Muammer Yıldırım
Ali Düzgün Arı
Engin Öztürk
Özgür Yoldaş
Erhan Şentürk
Abdullah Savas
Emirhan Kıratlı  (Lojistik)
Hakan  —       (ulaşım)

İsmet Şentürk