1 Mart 2014
Hafta içinde Meteoroloji raporları, pazar günü için daha fazla yağış ihtimali verince C.tesi Karçukuru'nda tırmanış yapmayı planladık.
İkinci bölgeye geldiğimizde saat 07.45. Aracımızı son otel olan Monte Baiya'nın karşısına park ediyoruz. Hazırlıklardan sonra 08.00 de Volfram bölgesine doğru yürüyüşe başladık. Kar yağıyor, sisli bir hava hafif lodos var, görüş 300 m civarında. Yükseldikçe sis younlaşıyor bembeyaz bir dünyanın içine giriyoruz.
Karçukuru içinde, Dıamond rotasının altında malzeme kuşandık. Tırmanış yaparız düşüncesi ile Kuzeydiagonal kulvarına doğru sis ve etkili kar yağışı altında batan taze kar içinde iz açarak yükseliyoruz. Kaya duvarlardan akan toz kar, şelale görüntüleri oluşturuyor. Bu görüntüler bizlere alışılmadık doğa olaylarından birisini izleme olanağı sunuyor. Yoğun kar yağışı ve sis içinde görüş mesafesi 20-25 m. Kuzeydiyagonal kulvarından küçük bir dere gibi sürekli bir şekilde toz kar akıyor. Her yer bembeyaz ve yoğun sis var. Bu olağan üstü görüntüleri ancak orada izlemek ve hafızalarımızda saklamakla yetinmeliyiz, fotoğraf kareleri ile aktarmak mümkün değil. Ellerimizle, bazen kazmayla müdahale ederek, ilgiyle toz kar akıntısını izliyoruz. Çok yeni bir çığ bizden önce kulvarlardan boşanıp akmış. Kuzeydiyagonal, Vahşi keşiş ve Kürüz Altoparlak rotalarının altında meydana gelmiş olan yığılmayı izliyoruz. Akan çığ yeni yağan taze kar tabakasını süpürmüş, önceden yağan sert kar tabakası kalmıştı. Kuzeydiyagonal kulvarının içine doğru yükselirken akmış olan çığdan kalan en üst bölümde her an kopmaya hazır kar tabakası yolumuzun üstüne çıktı. Kulvarın içine girebilmek için bu tabakayı tetiklemeye karar verdik.
İsmail en arkada yavaş geliyor. Ömer hoca ortada ben en öndeyim. 40 cm. kalınlıktaki bu kar tabakası koparsa ayaklarımızı yerden kesermi diye Ömer'le konuşarak tırmanıyoruz. Önü kesik kopmuş, hiç bir dayanağı olmayan bu tabakaya doğru giriyorum.
Daha ikinci adımı attığım anda, 10 m. genişliğindeki tabaka harekete geçerek ayaklarımı yerden kesti. İlk aklıma gelen sözcük.
Kaçın!!! Diye bağırdım.
Nereye kaçıyorsun, kaçmak ne mümkün. Karların ve eğimin etkisi ile kayarken, gömülmemek için karda debeleniyorum. Aşağıda çarpma tehlikesi olan her hangi bir kaya olmadığı için karın altında gömülmekten başka bir kaygım yok. Ömer hoca da benimle birlikte taklalar atarak çukura doğru dik eğimli yüzeyde kayıyor. Kranponumu havada, Ömer hocayı da 1 metre altımda gördüğümde kranponumun Ömer'e vurma ihtimaline karşı belirsizlik içinde.
Çarptım mı ? Dediğimi hatırlıyorum.
Birlikte 25-30 m. kadar kaydık ve durduk. Hiç bir sorun yaşamadan böyle bir deneyim yaşamak, insanda korku, endişe ve sevinç karışımı duygu harmanına neden oluyor. Gülerek ayağa kalktık ve yaşadığımız şoku üzerimizden atmaya çalışıyoruz. İsmail tabakanın kıyısında kaldığı için akıntıdan kurtuldu.Yukarıdan şaşkın gözlerle bizi izliyor. Minik bir çığ yaşadık, bile bile yaşadık ama ani gelince ve söz konusu hayatınız olunca adrenalin salgılamamak mümkün mü. Beyaz bir dünyanın içindeyiz. Birbirimizi izleme olanağı yok gibi, sisler içinde iyi göremiyoruz büyük bir kütle olsa akıntının içinde kalıp gömülmek işten değil.
Hava koşulları farklı bir deneyim yaşamamıza sebep oldu. Saat 13.45, bu olumsuz koşullarda bu kadar çalışma yeter diyerek Volfram üzerinden İkinci bölgede bulunan aracımıza indik. Sabah 08.00 de başladığımız faaliyetimizi, 15.00 te sona erdirdik.
Katılımcılar:
İsmet Şentürk
Ömer Faruk Kaya
İsmail Karabal
Konak Mh. Çağ Sk. Konak Apt. No:5/B
Nilüfer, BURSA
0532 525 68 03