27 Aralık 2015 Pazar.
Bursa DSİ önünden 07.07 de Keles'e bağlı Büyükdeliller köyüne hareket ettik. Büyükdeliller köyü içinde bir kahvehanede çay molası verildi. Yeni demlenmiş Tavşan kanı çayımızı içip köyün 6 km. üzerinde orman yolunda araçtan inerek 09.00 da Uludağ güney sırtına doğru yükselmeye başladık. Ana patikayı bulmaya çalışarak yükseliyoruz. Yolumuza çıkan iki kafatası ve iskelet parçalarının iki ayı yavrusuna ait olduğu kanaatine vardık. Avcılar tarafından öldürülmüş olduğunu düşündüğümüz ayı yavrularının yaşadıkları trajediyi hayalimizde canlandırdık. Uludağ'da ciddi bir ayı popilasyonu var. Her geçen gün artan insan tehdidi karşısında Milli Park sınırları içinde dahi güvende değiller. Bunu daha evvel tuzağa yakalanmış olan ve kurtardığımız bir ayıdan. Kuzey yüzünde öldürülmüş ve ya yaralı halde görülmüş olan ayı hikayelerinden biliyorum.
Bir gün bir yerde karşılaştığım bir köylü bana.
Bahçelerimize giren ayıları öldürüyoruz ürünlerimize çok zarar veriyor demişti.
Yasak değilmi? Çok ağır para ezası var. Dediğimde.
Devlet bizim zararımızı karşılıyormu. Bizi kim koruyacak. Demişti.
Gözlemlediğim kadarıyla Domuzların bahçelere verdiği zararda Ayıların üzerine yıkılıyor. Uludağ Milli parkı içinde yaşayan başta ayılar olmak üzere bütün canlılar çok ciddi tehdit altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Milli Park sınırları içinde kontrolsüz bir şekilde yapılan hayvancılık. Avcılar başta olmak üzere, Göller bölgesinde silahı ile serbestçe gezebilen, savaş alanında gibi ateş eden insanlar doğal yaşamı tehdit eden etkenlerin bir bölümünü oluşturuyor.
Uludağ güney yüzünden zirve sırtına doğru yükseliyoruz. Hava açık, temiz hava parlak bir güneş doğanın güzelliklerini daha renkli görüntülerle izleyebilmemize olanak sağlıyor. Bir süre yükseldikten sonra ormanlık alanın sonlarına doğru ilk molamıızı veriyoruz. Yakıcı güneşin etkisiyle Köknar ve Kızılçam ağaçlarından yayılan reçine kokuları eşliğinde dinleniyoruz. Uludağın güney yamaçları çıplak, dikey dalgalı dik sırtlar ve kulvarlardan oluşuyor. Burada her mevsim farklı dağcılık aktiviteleri yapılabilir. Kış mevsiminde bütün güney yüzeyi çığ parkuru diyebiliriz.
Çıktığımız sırt üzerinde ormanlık alanın bitimine yakın bir ağılın olduğu yere geldik. Patika sırtı takip ederek çıplak alpin bölgeye devam ediyor. Güney yüzünde 2200 m. bulunan bir kuşak Uludağ tepeler silsilesinde boydan boya şerit gibi uzanıyor. Kuşağın altında nispeten yeşil tonu oluşturan bitki örtüsü yayılıyor. 2200 m. Üstü sadece taş ve kayadan oluşuyor. Çok uzaklardan bile bu cansız kayalık yüzeyin beyaz soluk görüntüsünü izleyebiliyorsunuz. Bu patikayı ilk defa kullanıyoruz. Alpin bölgeden itibaren patika belirgin olmaktan çıktı. Uzaktan düz bir sırtı andıran yüzeyin içine yükseldikçe arazi daha kayalık ve dik bir hal aldı. Bir biri ardına çıkan kaya sırtları bitiriyoruz. Uludağ zirve altına çıktığımızda ikinci molamızı verdik. Poyrazın soğuk esintisinden korunmak için sırtın rüzgar almayan yüzeyine geçtik. Ekibimiz toplanıp molaya katıldığında saat 13.00 olmuştu. Önümüzde epey yolumuz var. Zirveyi pas geçip yatay yürüyüşle Dörttepelere yürüyeceğiz.
Sırt hattına yükseldiğimizde zemindeki kar miktarında artış oldu. Kuzey yüzünün genellikle beyaz bir örtü ile kaplı olduğunu görüyoruz. Havalar 1-2 aydan beri kurak gidiyor. Uzun bir aradan sonra ilk defa Uludağ'ın bu kadar az kar aldığına şahit oluyoruz. Genel olarak bu mevsimde yoğun bir kar örtüsü ile kaplı oluyor. Bu sayede, iki hafta önce Uludağ'ın gölleri üzerinde buz üstünde kamp yapma olanağı bulmuştuk. Dörttepelere yönelmeye karar verdik. Günler kısa karanlığa kalacağımız kesinleşti. Dörttepeler sırtında 1 saatlik bir yürüyüş sonunda "Uludak obruğu" olarak adlandırdığımız çukurda yemek molası verdik. Uludak obruğu'nda verdiğimiz mola 30-40 dakika sürdü. Kuzey yüzünden inişe geçeceğiz, zeminin buz olmamasını temenni ediyoruz, çünkü aramızda kramponu olmayan arkadaşlarımız var. Ekibimiz saat 14.50 de Dörttepeler sırtından Alaçam'a inmek için harekete geçti. Kar kulvarlarını tercih ederek Kaçakçı yoluna inişimizi hızlandırıyoruz. Alaçam yolu uzun bir yol. Dereyayla'yı geçip Umurbey üzerine geldiğimizde hava karardı. Kafa lambalarımızı çıkartıp, giysilerimizi hafiflettik hızlı bir yürüyüşle Alaçam piknik alanında bizi bekleyen aracımıza ulaştığımızda saat 18.00 olmuştu. Planladığımızdan 1 saat gecikmeli ama sorunsuz bir şekilde faaliyetimizi tamamladık. İlk defa kullandığımız bir parkurda güzel bir etkinlik yapmanın mutluluğu ve tatlı yorgunluğu ile Bursa'ya dönüşe geçtik.
Yazan. İsmet Şentürk.
Faliyetin adı. Güneyden kuzeye kış trans etkinliği.
Parkur. Büyükdeliller, Uluadağ tepe, 'nin altı, Dörttepeler sırtı,
Kaçakçıyolu, Dereyayla, Umurbey, Alaçam.
Mesafe. 20 km.
Süre. 9 Saat.
Katılımcılar.
İsmet Şentürk. (Rehber)
Ömer Faruk Kaya.
Elmas Arı.
Kürşat Yılmaz.
Aydın Akten.
Şerife Sargın.
İlkay Demir.
İlhan Çatal.
Muhsin Tüysüz.
Konak Mh. Çağ Sk. Konak Apt. No:5/B
Nilüfer, BURSA
0532 525 68 03